2 Ağustos 2010 Pazartesi

Köpek mi Penis mi?

İşte yılın araştırması. Köpüklü Türk Kahvesi Üniversitesinin boşa para ve zaman harcamak amacıyla başka bi boka yaramayan üniversite profesörlerinin yaptığı sosyopeteseksoparaterminal araştırmada evcil köpekler ve erkek organları arasında önemli benzerlikler saptandı. KTKÜ araştırmasının başkanlığını yürüten Prof. Dr. Bekarettin Pekbıkar, incelemeleri sonucu köpek ve penislerin ortak bir atadan evrimleştiği yönünde veriler topladıklarını bunun bilim dünyasında bir çığır niteliği taşıdığını belirtti.

İşte şok edici araştırma sonuçlarından köpekler ve penisler arası 19 benzerlik:

  1. Her zaman sıcaktırlar.
  2. Genellikle kıllı ve tüylü olurlar, kimisi tıraş edilebilir. Tüy döken cinsleri de vardır.
  3. Bobby, Kü-çük Joe, Bonçük, MiSKİn, gibi isimler alabilirler.
  4. Her ikisinin de kendilerine özgü akılları vardır. Bu akıl başa beladır.
  5. Düzenli olarak beslenmeleri gerekir. Artık neye ihtiyacı varsa.
  6. Aralıklarla dışarı çıkarmanız gerekir, dışarı çıkacaklarını hissedince heyecanlanırlar.
  7. Dışarı çıkardığınızda ardında bıraktıkları pislikleri ortadan kaldırmanız gerekir.
  8. Belli aralıklarla sevgi gösterilmesi sevilip okşanması gerekir. Sonrasında ellerin yıkanması tavsiye edilir.
  9. Dikkat edilmezse bitlenirler. Her deliğe girer çıkarlarsa hastalık falan kaparlar.
  10. İkisinin de ısırma kapasitesi olduğu deneylerle saptanmıştır.
  11. Kendilerine ilgi gösterenleri severler, kısmen sadıktırlar.
  12. Temiz tutulmazlarsa kötü kokarlar. İyak
  13. Sahiplerine benzedikleri yönünde bulgular da mevcut.
  14. Boyutları önemlidir. Her ne kadar önemsiz dense de bir finoyla labrador aynı olmaz herhalde.
  15. Ömürleri insanınkinden kısa olabilmektedir.
  16. Kısmen hassas varlıklardır, nazik davranmak gerekir.
  17. Üzülüp korktuklarında bir köşeye çekilip sessizleşip büzülebilirler.
  18. Günün büyük kısmını aylaklık ederek geçirirler. Kaşınırlar. Yayılırlar…
  19. Bazı cins ve kültürlerde, fazlalık görülen parçaları kesilebilmektedir. Kulak, kuyruk vs.

İşte milyonlarca dolara mal olan möhüüüm araştırmanın maddeleri. İnsanlığa hayırlı olsun. Artık köpek sahibi olmak isteyenler iki kere düşünecek :P


14 Temmuz 2010 Çarşamba

Bakir Bekar Günlükleri 1.00

(BBG 1x00)

Ergenliğin tek güzel tarafı o yaşlarda herkes ve her şey olabileceğini düşünebilecek kadar salak olmaktır. Bu bazen manyak bir radyoaktif örümcek tarafından ısırılıp Örümcek Adam’a dönüşmektir:




Bazen de buluşuyla dünyada çığır açan başarılı bir genetik mühendisi olmaktır:



Zaten bence yaşlanmanın asıl tanımı, gerçekleşmemiş olasılıklar toplamı olmalıdır. Ne kadar olasılıktan vazgeçer ne adarını kaçırırsan o kadar yaşlanırsın. Yetişkinliğe ulaştıkça o olabileceğin herkes hiç kimseye, yaptığın her yanlış seçimle olabileceğin her şey hiçbir şeye dönüşüverir, kendini seçimlerin ve yılların olasılıkları imkânsızlıklara dönüştürdüğü; kaçmış, yakalanmış ve asla yakalanmayacak fırsatların belirlediği tek yönlü bir yolda buluverirsin. Geri dönüp baktığında her şeyin değişmesine rağmen neden belirli şeylerin aynı kaldığını anlamakta güçlük çekersin: Hâlâ bakir bekâr olmanın.

Yıllarca el değmeden kalabilmenin püf noktaları:
  • Kötü Şans?
  • Aşık Olmak?
  • Beceriksizlik
  • Utangaçlık
  • Salaklık
  • Hepsi?
  • Dahası
  • Ve cabası.
Olabilir miydi acaba?
Komedi, aşk, ihanet, şehvet, aksiyon, mastürbasyon! Hepsi Bakir Bekâr Günlükleri’nde… Çoğunlukla mastürbasyon.

Hayatımın önemli bölümünde hep yalnızdım, bir erkeği Abazalar kralı edecek kadar uzun süren bekâreti bıraktım. Daha el ele tutuşmuş, öpüşmüş veya bir kızın koynuna şöyle bir uzanmış değilim. Ah yazııık. Yanımda beni tamamlayacak bir ruhun eksikliğini madden hissettiğim şu günlerde Bakir Bekar’lığımın nedenini bulmaya kararlıyım. Hiçbir donanım alet edevat ve masraftan kaçınmayacağım.

Başlamak için en güzel yer çocukluk olur sanırım. Hemen eski bir dede saati bulup kendimi tatmin ediyorum. Pardon hipnotize diyecektim. Uyuu uyuyorsun, uyuyamıyoruuum, uyuyoruuum…

Bütün bunlar doğduğumda dedem bahşiş vermemek adına “Bu benim torunum değil.” numarası çektiği için kucağında durduğum hemşirenin yaptığı yalnızlık lanetiyle başladı.

Benden dört ay önce doğan dişi kuzenimi teyzem dayıma evlatlık olarak vermişti. Kasıklarıma ilk tekmeyi de adını sevgiyle andığım bu kuzenim tarafından tek haneli bir yaşımda yemiştim.
Mahalledeki çocuklarla da pek anlaşamazdım. 3 aylıkken koşmaya, 5 aylıkken ilk kitabımı yazmaya başladığım için varoş mahallemizin aptal çocukları benim sofistike zevkime çok ters gelirdi. Bunlar terliklerini ters giymekte ısrar eden, okula gitmelerine rağmen Coca Cola’ya yazıldığı gibi cocacola diyen öküzlerdi. Ne yapsam okula gitmeyen ben İngilizcenin telaffuzundan kaynaklanan c-k olayını anlatamadım. Çok önemli bir şey değildi tabi ama şimdi de onlara gıcık olduğum için halka açık blogda aşağılayayım istedim. Oh iyi de geldi. Neyse sonra bunlar benim de kuzenim gibi evlatlık olduğum düşüncesini içime düşürdüler. Ben de inanmaya başlamıştım. Ne kuzenlerimle ne mahalledeki buzağılarla bir türlü anlaşamıyordum çünkü. (Evet sen bakkalın küçük oğluyla tüpçünün sondan 5 baştan 4üncü çocuğu:)) Ben başka bir yerden gelmiş olmalıydım.
Annemlerin evde olmadığı bir gün evlatlık belgelerini bulmak için kendimi seferber ettim. Dolapları, çekmeceleri talan ettim. Koltuk minderlerinden yatak altlarına kadar her yere baktım. Evlatlık belgelerini bulamadım ama çok daha güzel bir şey buldum:

Seks Teknikleri Kitap Kapağı

Annem eve gelince çoktan her sayfasına bakmış olduğum kitabı götürüp ona sordum:
“Anne bu kadınlar niye çıplak, bi de memişlerindeki o yıldızlar ne?”
Annemin gözleri fal taşı gibi açıldı sonra kesik bir nefes alıp
“Nerden buldun onu?” diye sordu.
“Dolaptaydı” dedim.
“Ver bakim şunu bana, bunlar senin işin değil.”
“Bunlar o… ondan böyle soyunmuşlar.” dedi.

Seksin tü kaka bir tabu olduğu öğretilen ülkemiz kadınlarından duyulabilecek en mantıklı açıklama bu olurdu sanırım ve ben o kadınlar ordusu etrafında büyüyordum. (Acaba Bakir Bekârlığın sebebi burada mı yatıyordu?) Babam yurt dışında çalışırdı, onu ilk 2-3 yaşlarımda görmüştüm. Bir dahaki gelişi ilkokul zamanını bulmuştu. Evde Benden 9 yaş büyük kız kuzenim annem ve ben birlikte kalırdık, dedemlerin evinin üst katındaydık, dolayısıyla evlenmemiş halalarım da bakımımla yakından ilgililerdi. Annem kitaptaki kadınları ne kadar kötülemiş de olsa ben onlara bayılmıştım. (Demek ki sorun bu değildi hımmm) Sonradan öğrendim ki kitabı doktor vermiş eheh. Annem doktorun da sapık olduğunu iddia ediyordu. Kitabı da niye sakladılarsa artık!

Ben kitaptakileri o kadar sevmiştim ki, meme uçları yerinde yıldız olan kadınlar gerçekten varsa kendime de onlardan istiyordum. Ah ah o yıldızlı memeli kız hiç çıkmadı işte karşıma (sanırım)…

Transtan çıktım. Zaten girmemiştim.

İşte böyle yıllardır ben bakir ben bekâr dolaşıyorum ortalıkta.